Düğmeler ne kadar çok hayatımızda değil mi?pantolon, gömlek, hırka giyerken, nevresim geçirirken, yastık kılıfı takarken..
Tuhafiye dükkanlarında küçüklüğümden beri hep dikkatimi çekmiştir düğme kutularının bulunduğu kısımlar.Hala bakarım yün, kurdele falan almaya gittiğimde.Ne kadar çok renk, şekil ve desen seçeneği var.Kocamanından tut da hap gibi olanına kadar.İnsan hangisini alacağını şaşırıyor.
Küçükken oyuncak bile yapmışlığım vardır.Büyük annemin bir dikiş kutusu vardı. Dış kısmı oymalarla süslenmiş, tamamen el yapımı.Onu ziyarete gittiğimizde içindeki iğnelerini alıp oyalanayım diye bana verirlerdi.Makaraları dizerdim, düzenlerdim.Bir tarafında da düğmeler vardı.Bayılırdım şıkır şıkır oynamaya, iplere dizmeye.Düğmelere ilgim çocukluktan kalma yani:)
Geçmişi de çok eskilere dayanıyor düğmelerin.Düğmeler yokken eski insanlar neler neler kullanmış giysilerinin iki parçasını bir araya getirebilmek için.Bitki parçaları, ağaç dalları, hayvan kemikleri ile iliklemeler yapmışlar.
İlk düğme de taaa milattan önce deniz kabuğunda yapılmış.Ne kadar güzel geliyor kulağa.
Eskiden düğmeler kimine göre ilikleme aracı kimine göre statü belirleyen bir unsur olmuş. Giysilerde kullanılmaya başlandığında oldukça pahallı imiş.Pahallı olduğundan zengin kadınlar elbiselerinde çok fazla kullanır olmuş.Çoğunlukla sağ ellerini kullanan hizmetçiler rahat ve hızlı ilikleyebilsin diye terziler hep sola dikmiş düğmeleri.Yüzyıllardır değişmemiş bu olay.Hala bayan giysilerinde düğmeler solda kendimiz giyindiğimiz halde:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder